Güvercin İle Karınca

Su içmeye inen karıncanın ayağı kaymış, cumburlop suda bulmuş kendini. Bağ.r.p çağırmaya, elden günden yardım istemeye başlamış O sırada gökyüzünden bir güvercin geçiyormuş, duymuş, bu zavallıcığa yardım edeyim de kurtulsun,” demiş. Yerden bir saman çöpünü gagalamış.

güvercin

Karınca saman çöpünü sal etmiş, ite kaka kıyıya

“Sağ ol güvercin kardeş,” demiş. “Ben, bensem bu iyiliğinin altında kalmam.” Güvercin gülmüş:

“Etin ne, budun ne a karıncac.k,” demiş. Sen kim, bana iyilik etmek kim!”

O sırada avcının biri güvercini gözler dururmuş. Tüfeğini doğrultmuş, nişan almış; gez göz arpacık deyip aüvercini ha vurdu, ha vuracak.

Karınca, aman bizim güvercin elden gidecek deyip avcının üzerine yürümüş, topuğunu bir ısırış ısırmış, avcı sendelemiş, hedefini şaşırmış. Güvercin de durumu anlayıp prr diye uçmuş, gökyüzünde kaybolmuş, canını kurtarmış

Published in: on Ağustos 14, 2009 at 3:56 pm  Yorum Yapın  

Maymun İle Kedi

Evin birinde bir kedi île bir maymun birlikte ya­pıyorlarmış. İkisi de yaramazın yaramazıymış; çev­iklerine etmedikleri kötülük, getirmedikleri zarar yokmuş. Maymun hırsızın teki, kedi de tam bir pey­im düşmanıymış.

Bir gün ev sahibinin mangaldaki ateşin külüne kestane gömdüğünü görünce ağızlarının suyu ak­mış. Maymun, hemen kediye sokulmuş:

“işte marifetini göstermek için tam fırsat kedi kardeş,” demiş. “Bir pençede küldeki kestaneleri al, kendimize bir kestane şöleni çekelim.”

Kedi, maymunun aklına uymuş; pençe atıp atıp kestaneleri külden çekmeye başlamış. O bunu yapa­dursun, maymun da beride kedinin çekip çıkardığı kestaneleri daha havadayken kapıyor, doğru göv­deye indiriyormuş.

Tam o sırada kapı açılmış, içeri ev sahibi gir­miş. Durumu görünce çok kızmış, kediyi yakaladı­ğı gibi eşek sudan gelinceye kadar dövmüş, peri­şan etmiş. Böylece yiyen değil, yediren dayağı yemiş

Published in: on Ağustos 13, 2009 at 2:40 pm  Yorum Yapın  

Sivrisinek ile Aslan

Sivrisinek vız vız vızlayarak havada dolaşır du-rurmuş. Aslan bir bakmış, olmamış; iki bakmış, yine olmamış,

“Çekil git be” demiş. “Vız vız vızlayıp durma te­pemde. Bir kızarsam, alimallah perişan ederim seni, doğduğuna bin pişman olursun.”

“Kime diyorsun sen onu, kime?” diye bağırmış sivrisinek. “Sen mi beni doğduğuma pişman edecek­sin? Hah, gülerim! Hayvanların kralı oldun diye kendini bir şey mi sanıyorsun? İstersem, asıl ben se­ni perişan ederim.”

Aslan, gümbür gümbür kükrememek için dişleri­ni sıkmış.

“Git be, git!” demiş. “Attırma tepemi, sana o kadar söylüyorum.”

“Demek öyle?” demiş sivrisinek. “Demek öyle, ha? Dur sen, el mi yaman ben mi yaman, şimdi gö­rürüz. ”

Böyle demiş, başlamış dikenden ince, kıldan keskin iğnesiyle aslanın orasını burasını sokmaya. Aslan pençesini sallamış, ıska! Kuyruğunu sallamış, ıska! Fır fır dönmüş boşuna. Sivrisinek yine vız vız

Hayır, orası burası demeden aslanın her bir yanı­nı ıokup sokup kan revan içinde bırakıyormuş.

Aslan acıdan kükremeye, yeri göğü inletmeye, bağırıp çağırmaya başlamış. Bütün hayvanlar kor­ularından titreyip oldukları yerde büzülmüş, kal­malar.

Sivrisinek, aslanın durumundan şen şatır, saldı­rılarını sürdürmüş, sonunda aslancık soluksuz kalıp yere yuvarlanmış, pes etmiş.

“Gördün mü?” demiş sivrisinek. “İşte ben istedi­. seni böyle yaparım.”

Sonra kanatlarını çevirmiş, vız vız edip aslanın başından ayrılmış ve… bir örümceğin ağına düşüp oracıkta ona yem olmuş.

Published in: on Ağustos 12, 2009 at 10:56 am  Yorum Yapın  

Kediler ve Fareler

Farelerin baş düşmanı kim? Elbette, kediler. Dünya kuruldu kurulalı bu düşmanlık böyle gelmiş, böyle gider.Bu yasaya karşı çıkmayı kafalarına koymuş fa­reler, bir çağrı çıkarıp uluslarının en akıllılarını ola­ğanüstü bir büyük toplantıya çağırmışlar. Çevrenin en akıllı fareleri böylece biraraya gelmiş; oturmuş, sorunu enine boyuna konuşmuşlar, kedilerden bir kurtuluş yolu aramışlar.

İçlerinden en yaşlısı, en görgülüsü;

“Arkadaşlar,” demiş. “Bence en iyi çare kedile­rin boyunlarına birer çıngırak asmaktır. Bilirsiniz; kediler son derece sinsi, son derece sessiz hayvan­lardır. Nerden, nasıl geldiğini anlamaya kalmadan pençelerini sırtlarımızda duyarız. Boyunlarına birer çıngırak asarsak, böyle bir korkumuz olmaz. Kedi, dilediği kadar sinsi, dilediği kadar sessiz olsun; yü­rürken ya da sürünürken çıngırak çıngır çıngır eder, biz de düşmanımızın geldiğini anlar, ona göre ted­birimizi alırız.”

Alkışlar arasında bu öneri oybirliğiyle kabul edilmiş.

“Yaşa, varol!” demişler. “Bu akıl bizde varken, kediler şimdi yandı.”

“Herkesin en akıllısı benim, ama herkesin enayi-li ben değilim,” demiş; o da bir deliğe kapağı at­mış, tezden yok olmuş.

İbibik horoz ile kurnaz tilki

İbibik horoz ile kurnaz tilki

Nicedir gözüne kestirdiği ibibik horozu tuzağa düşürmek isteyen kurnaz tilki, yolunu gözlerken ak­lına bir hinoğlu hinlik gelmiş. Doğru ibibik horozun tünediği ağacın altına koşmuş. “Müjde, müjde horoz kardeş!” demiş. “Hani dünyada kanlı bir savaş vardı, hayvanlar birbirleri­ne düşmüştü, herkes birbirinin gözünü oyuyordu bildin mi?” 7

İbibik horoz;

“Bildim, bildim,” demiş. “N’olmuş şimdi?”

“Savaş bitti, barış oldu. Şimdi bütün hayvanlar kardeş artık. Kimse kimsenin düşman, değil, herkes dost, herkes candan. Sana da müjdeyi ben getir­dim. Hadi, in şu ağaçtan da sarılıp öpüşelim, barı­şı, kardeşliği, hayvan dostluğunu kutlaydım.”

İbibik horoz;

“Aman ne sevindim, ne sevindim buna,” demiş. “Tabii ya, bütün hayvanlar kardeş olmalı, birbirleri­ni sevmeli, birbirlerine sayg, duymalı, dostluk gös­termeli. A, dur bakayım, şu karşıdan gelenler de kim? Ha, iki tazıymış! Onlar da müjdeye geliyor ol­malı.”

Tilkinin kuyruğu dikelmiş.

“İki tazı mı?” demiş, sormuş: “Bu yana mı geliyoarlar?

“Evet, bu yana geliyorlar. Hele dur, ben de ağa-ı undan ineyim, dördümüz birden barışı, kardeşliği, dostluğu kutlayalım, sarılıp öpüşelim kardeş kar­deş.” ^

“Yoo,” demiş tilki. “Yoo, benim şu anda akiıma geldi, çok acele bir işim var. Üstelik yolum da uzun. Barışı, kardeşliği, dostluğu kutlamak başka bir güne kalsın. Ben gideyim şimdi, hadi hoşça kal!”

Bir anda yok olmuş. İbibik horoz;

“Ya,” demiş ardından. “Tilkiden tilkisi de var bu dünyada. Ne haber!”

Published in: on Ağustos 11, 2009 at 10:29 pm  Yorum Yapın